Panik Bozukluk: Kontrolsüz Korku ve Endişenin Mücadelesi

Panik ataklar, gerçek bir tehlike olmadığı halde aniden ortaya çıkan yoğun korku ve endişe durumlarıdır. Bu ataklar, birçok fiziksel belirtiyle birlikte gelerek bireyleri rahatsız edebilir.

Panik ataklar, terleme, hızlı nefes alıp verme, nefes yetmiyormuş gibi hissetme, kalp atışlarının hızlanması, titreme, baş ağrısı gibi çeşitli fiziksel belirtilerle kendini gösterir. Bu durum, genellikle bireyin kontrolünü kaybedeceği, çıldıracak ya da kalp krizi geçireceği düşüncesine neden olarak büyük bir korkuya kapılmasına yol açabilir.

Uzm. Dr. HASBEK, panik atakların yoğunluğunu ve yaşam üzerindeki etkilerini azaltmanın önemine vurgu yaparak, duyguların ve düşüncelerin farkına varıp kontrol altına almanın bu süreçte etkili bir strateji olduğunu belirtiyor. Panik atak sırasında bedenin bir tehlike altında olduğunu düşündüğünü ancak gerçekte bir tehdit olmadığını ifade ederek, bu durumu yanlış bir alarm olarak değerlendirmek gerektiğini söylüyor.

Bedenin verdiği semptomlara odaklanmak yerine, bu semptomlara yüklenen anlamları yeniden yapılandırmanın uzun vadede rahatlamaya yardımcı olacağını vurgulayan Uzm. Dr. HASBEK, panik atak sırasında yaşanan fiziksel belirtilerin bedenin yanlış bir alarm verdiğini anlamak için çaba sarf etmenin önemine işaret ediyor.

Panik ataklarla baş etmek için nefes alışverişini kontrol etmek ve bedenin yanlış alarm verdiği gerçeğini hatırlamak gerektiğini belirten uzman ayrıca, hormonlar ve sinir sistemi aktivasyonunun normale dönmesinin zaman alabileceğini kabul etmenin ve panik atakların bir süre sonra sona ereceğini unutmamanın önemine de dikkat çekiyor.

Uzm. Dr. HASBEK, panik bozukluğu yaşayanların profesyonel yardım alması gerektiğini vurgulayarak, panik atakların tekrarladığı, yoğun kaygı yaşandığı ve günlük işlevselliğin bozulduğu durumlarda bir ruh sağlığı uzmanına başvurmanın önemini belirtiyor.